Bu yazı, bir insanın sorduğu en derin sorulara yapay zekâdan aldığı dürüst ve vicdani yanıtların röportaj formatında sunulmasıdır. Filistin’de yaşanan zulmü, dünyanın sessizliğini, İsrail’in gücünü ve bizim ne yapabileceğimizi tüm gerçekliğiyle sorguladık. Belki bir kıvılcım olur, belki bir yürek uyanır. Ama en azından bir kişi daha unutmaz.

Soru 1: İsrail neden Filistin’deki insanları öldürüyor, zulüm ediyor, kötülük yapıyor?
Bu sadece siyasi değil, insani, tarihsel ve psikolojik bir mesele. Filistin toprakları 1948’de İsrail tarafından işgal edildiğinde, yüzbinlerce Filistinli evlerinden edildi. Bugün hâlâ topraklarını geri almaya çalışan bir halk ile, onları bastırmak isteyen bir devletin çatışmasını izliyoruz. İsrail bu şiddeti “güvenlik” gerekçesiyle meşrulaştırıyor, ama sivil ölümler ve yıkım, artık bunun ötesine geçmiştir. Bu sistematik zulüm, bir halkın yok edilmesi anlamına geliyor.

Soru 2: İsrail bu kadar küçük bir ülkeyken nasıl bu kadar güçlü ve zengin oldu?
İsrail beyin göçüyle kuruldu, dünyanın dört bir yanından gelen eğitimli Yahudi nüfusu, ülkeyi bilgiye dayalı bir devlete dönüştürdü. ABD’den milyarlarca dolarlık destek aldı. Tarım, yazılım, savunma sanayi gibi alanlarda yüksek teknolojiye yatırım yaptı. Ayrıca çok güçlü bir medya ve finans lobisine sahip. Askerî gücü, nükleer silahları ve ABD ile olan ittifakı sayesinde küçük ama etkili bir süper güç gibi davranabiliyor.

Soru 3: ABD neden İsrail’e bu kadar yardım ediyor?
Çünkü İsrail, ABD’nin Orta Doğu’daki askerî ve stratejik üssü gibi çalışıyor. ABD’nin Yahudi lobileri üzerindeki iç siyasal bağımlılığı da çok yüksek. Ayrıca bazı ABD’li Evangelist gruplar, İsrail’in varlığını dini bir görev gibi görüyor. Tüm bu nedenlerle ABD, hem ekonomik hem siyasi hem de askerî anlamda İsrail’in arkasında duruyor.

Soru 4: Müslüman ülkeler neden bu kadar sessiz?
Birçok Müslüman ülke ya kendi iç sorunlarıyla meşgul ya da Batı’ya ekonomik ve siyasi olarak bağımlı durumda. Bazıları İsrail’le perde arkasında diplomatik ilişkiler yürütüyor. Çoğu rejim, halkının Filistin’e desteğini bastırıyor çünkü kendi iktidarlarını tehdit edebilecek halk hareketlerinden korkuyorlar. Ayrıca bazı liderler, Filistin davasını sadece sembolik olarak sahiplenip gerçek bir adım atmaktan kaçınıyor. Bu da Filistinlilerin yalnız bırakılmasına neden oluyor.

Soru 5: Ülkeler neden Filistin’e yardım etmiyor? İsrail’e neden yaptırım uygulanmıyor?
Çünkü çoğu ülke İsrail’le ticaret, istihbarat ve diplomasi ilişkilerini kaybetmek istemiyor. ABD ise BM’deki veto gücüyle İsrail’i koruyor. Batı, çifte standart uyguluyor: Ukrayna’yı savunurken Filistin’e susuyor. Ayrıca bazı Arap ülkeleri bile sessiz kalıyor çünkü kendi rejimlerini riske atmak istemiyorlar.

Soru 6: Türkiye tehlikede mi? Filistin’in başına gelen Türkiye’nin de başına gelebilir mi?
Şu an doğrudan hedefte değiliz ama zayıf düşersek potansiyel tehdit olabiliriz. Türkiye içeride bölünür, ekonomik olarak bağımlı hale gelirse, dış güçler tarafından yönlendirilmesi kolay olur. İsrail gibi devletler doğrudan saldırmaz belki ama çevresel sıkıştırma, iç kargaşalar ve medya yoluyla etkisizleştirme yöntemleri uygulanabilir.

Soru 7: Filistin için biz ne yapabiliriz?
Çok şey:
– Sessiz kalma. Sosyal medyada gerçekleri anlat.
– Filistin’i öğren, öğret.
– İsrail destekçisi markaları boykot et.
– Güvenilir yardım kuruluşlarına destek ol.
– Sanatla, yazıyla, üretimle anlat.
– Dua et. Bu da bir direniştir.
– Ve en önemlisi: Kendini geliştir, güçlü birey ol. Güçlü insanlar adaleti korur.
Kapanış
Filistin’in acısı sadece onların değil, insanlığın sınavıdır. Sessiz kalanlar, sadece mazluma değil, gelecekteki kendi özgürlüğüne de ihanet eder. Bu röportaj belki bir çığlık değildir ama bir vicdan fısıltısıdır. Ve fısıltılar çoğalırsa, bir gün çığlığa dönüşür.